Özge Özoğul ile Gençlik, Barış ve Güvenlik Gündemi Üzerine Bir Röportaj

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2250 sayılı kararı almasının üzerinden neredeyse 6 sene geçti. Bu süre zarfında Konsey, ayrıca 2018’de 2419 ve 2020’de 2535 sayılı kararları aldı. Bütün bu alınan kararlar, genç kadınların ve genç erkeklerin şiddetin önlenmesinde ve sürdürülebilir barış inşasında oynayabilecekleri pozitif rolün altını çizen milad niteliğinde kararlar olarak karşımıza çıkmakta. Dünyanın dört bir yanında gençler tarafından coşkuyla karşılanan bu kararlar maalesef ülkemizde yeterince bilinmemekte. Bizler de Akademi 2250 ekibi olarak hem bu konuda farkındalık yaratmak hem de Gençlik, Barış ve Güvenlik Gündemi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak adına Kıbrıs merkezli Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği’nden Özge Özoğul ile söyleştik.

Öncelikle kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Özge Özoğul kimdir, ne yapar?

Özge ÖZOĞUL: 1989 yılında Kıbrıs’ta doğdum, ilk, orta ve lise eğitimimi Lefkoşa’da tamamladım. 2006 yılında üniversite okumak için İngiltere’ye gittim ve Southampton Üniversitesi’nde lisans eğitimime başladım. Sonrasında yüksek lisans eğitimim için Hollanda’da ve doktora eğitimim için İspanya’nın Bask Bölgesi’nde bulundum. Doktora çalışmalarım devam ederken 2016 yılında Kıbrıs’a döndüm ve 2017 yılında Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği’nde çalışmaya başladım. Hala bu dernekte Proje Sorumlusu olarak çalışıyorum. Araştırma yapmak, çalışma arkadaşlarımla beraber toplumlararası diyalog, iş birliği ve güven artırıcı eğitsel faaliyetler geliştirmek ve uygulamak görevlerim arasında bulunmakta. 2020’den beri Akdeniz Kadın Arabulucular Ağı (MWMN) üyesiyim. Bu yıl çok dillilik ve kültürlerarası iletişim yeterliliği alanında yaptığım doktoramı tamamladım. Diller, toplumlar ve barış inşası muhtemelen doğduğum ülkeden dolayı her zaman ilgimi çekmiştir. Çalışmalarımı bu alanda devam ettirmekten dolayı mutluluk duyuyorum.

2015 yılında BM Güvenlik Konseyi 2250 sayılı tarihi kararı aldı. Hemen 3 sene sonra 2419 sayılı karar, 2020’de ise 2535 sayılı karar alındı. Bu kararlar dünyanın dört bir yanında yankı uyandırdı. Fakat maalesef Türkiye gençliği bu konuda hala yeterli bilgiye sahip değil. Nedir bu BMGK’nın 2250 sayılı kararı? Dünya gençliği için nasıl bir önem arz ediyor?

Özge ÖZOĞUL: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2015 tarihli 2250 sayılı kararı, “Gençlik, Barış ve Güvenlik” konusunda aldığı ilk karardır. 5 temel noktası var: katılım, koruma, önleme, ortaklık, ateşkes ve yeniden entegrasyon. 2250 sayılı kararının önemini dört boyutta açıklayabiliriz. Birincisi, BM Güvenlik Konseyi resmi olarak ilk kez genç kadın ve erkeklerin çatışmayı önlemede ve uzun vadeli barışı güçlendirmede oynadıkları hayati rolü tanıdı. İkincisi, üye ülkelere çatışmanın önlenmesi ve çözümlenmesi için karar alma süreçlerinin tüm seviye ve mekanizmalarında gençlerin kapsayıcı temsilinin artırılması yönünde çağrı yapıldı. Üçüncüsü, gençleri mağdur ve/veya şiddet suçu işleyenler olarak ele alan yaklaşımdan, onları çatışmanın önlenmesi ve çözümünde ortak olarak gören yeni, kapsayıcı bir söyleme geçildi. Son olarak, çatışma ve çatışma sonrasındaki süreçlerde gençlerin özel ihtiyaçları, nitelikleri ve çeşitli kimliklerini göz önünde bulundurması için uluslararası topluma çağrı yapan gençlerin savunuculuk çalışmalarının bu kararın alınmasında önemli rol oynadığının altını çizmek istiyorum.

Bildiğiniz üzere BMGK 2250 gençlerin barış inşası ve şiddetin önlenmesi süreçlerine aktif katılımının altını çizmekte. Gençliğin bu süreçlere katılımının ne gibi bir önemi var? Bu önemi gözler önüne sermek adına gençlerin barış inşasında oynadıkları rollere dair somut birkaç örnek verebilir misiniz?

Özge ÖZOĞUL: BMGK’nın 2250 sayılı kararının (2015) alınması gençlerin çalışmalarının gücünün ve öneminin bir göstergesi çünkü böyle bir karar gençlik derneklerinin bunu savunması sonucunda alınmıştır. Graeme Simpson öncülüğünde 2018’de hazırlanan ilerleme raporunda gençlerin ve gençlerin yürüttüğü derneklerin barış ve çatışma döngülerinin farklı aşamalarında (çatışma öncesi, sırasında ve sonrasında) çeşitli biçimlerde aktif rol oynadıklarını görüyoruz. Barışı sürdürülebilir kılmak için toplumlararası ve akranlar arası diyalog, barış eğitimi, insani yardım, işlenen insan hakları ihlallerini belgelemek, sivil ve siyasi katılım, ateşkes izleme, barış süreçleri yanı sıra hakikat ve uzlaşı süreçlerine katılım, nükleer silahsızlanma kampanyaları yürütmek bu raporda belirtilen çalışmaları arasındadır. Gençlerin barış çalışmaları şiddet içeren aşırılığın önlenmesi ve buna direnç geliştirmek, siyasi çatışma, organize suç şiddeti, toplumlararası ve toplumlar düzeyinde şiddet, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, kaynak-sebepli çatışma ve hapishanelerdeki şiddet gibi farklı şiddet tipleriyle yenilikçi yaklaşımlarla ilgilenmelerini de örnek olarak verilebilirim.

BMGK 2250’ye geri dönecek olursak; sizin de belirttiğiniz gibi alınan kararlardan bir tanesi de Gençlik, Barış ve Güvenlik Gündemi’ne ilişkin bir ilerleme raporu (progress study) yazılmasıydı. Graeme Simpson öncülüğünde hazırlanan rapor 2018’de yayınlandı. Raporun içeriğini daha yakından incelediğimizde ne gibi temel bulgular öne çıkmakta? Bu temel bulgular gençlere ne tür avantajlar sağlamakta?

Özge ÖZOĞUL: Bu rapor gençlerin barış inşasında oynadıkları pozitif rollere dair dünyanın her yerinden ilham verici örnekler içermekte. Bunun yanı sıra uluslararası topluma gençlerle çalışabilmeleri için yeni yollar ve somut öneriler sunmakta. Bu ilerleme raporu, “Gençlik, Barış ve Güvenlik” gündemi için önemli sorunlar ve müdahale noktalarını tanımlayan ve BMGK’nın 2250 sayılı kararının uygulanması için strateji belirleyen bir belge. Bu belgede temel bulgulardan yola çıkarak çizilen çerçeve gençlerin aktif olmalarını desteklerken sürdürülebilir barış için gençler, hükümetler, çokuluslu örgütler, sivil toplum ve diğer aktörlerin nasıl birlikte çalışabileceklerini ve bu yönde hareket edebileceklerini gösterir.

Onlarca yıldır devam eden bir bakış açısı var: bu bakış açısına göre genç nüfusun yoğun olduğu bölgelerde şiddet ve istikrarsızlık doğru oranda artmakta. Gençler bir manada çatışmanın ve şiddetin başat aktörü olarak görülmekte. Bir diğer görüşe göre ise gençler şiddet ve çatışma ortamının mağduru olarak tanıtılmakta. Fakat BMGK 2250 ile beraber gençlerin bu dikotominin dışında aynı zamanda yapıcı bir rol üstlenebileceğinin altı çizildi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yani gençler bir tehdit midir yoksa bir fırsat mıdır?

Özge ÖZOĞUL: Aslında bu varsayılan dikotomi genellikle toplumsal cinsiyet rolleriyle ilişkilidir.  Genç erkekler çoğu zaman güvenlik tehdidi olarak görülürken, genç kadınlar mağdur olarak görülür. Ancak, genç kadın ve erkeklerin büyük bir çoğunluğu söz konusu şiddetle ilişkili değil. Bunun aksine, pek çok genç kadın ve erkek çatışmayı önlemek ve barışı sürdürülebilir kılmak için toplumlarında yılmadan çalışmakta. Gençler sürekli mağdur olarak görülme, cinsel ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet, psikolojik travma, kimlik-temelli ayrımcılık, toplumsal, siyasi ve ekonomik dışlanma gibi çatışmaların pek çok kısa, orta-vadeli ve uzun etkilerinden mustarip. Zararlı basmakalıp düşünceler farklı şekillerde olsa da hem kadın hem erkekleri etkiler. Bu sebeple, gençlerin yapıcı rol üstlenebileceğinin (ve üstlendiklerinin) altının çizilmesini memnuniyetle karşılıyorum. Genç kadın ve erkekler, barış ve çatışmada arabulucu, toplum lideri ve karar verici olarak, barış inşasında aktif rol oynayarak değişim yaratırlar. Yine yukarıda sözü geçen rapor bize pek çok kadın ve erkeğin direnme, cesaret ve yeniliklerine ışık tutar. Bu çerçeveden baktığımızda gençler elbette bir fırsattır.

Özellikle pandemi ile beraber dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi Türkiye’de de gençlerin karşı karşıya kaldığı sorunlar arttı. İşsizlik, güvencesizlik, fırsat eşitsizliği, adil eğitim ilk aklımıza gelenler. Bunca sorunla karşı karşıya kalmışken, gençleri barış inşasında rol almaları için motive eden şey nedir? Onları sistemin dışına iten düzene rağmen yıkıcı rol almaktansa yapıcı rol almaya iten faktörler nelerdir?

Özge ÖZOĞUL: Saydığınız pek çok sorundan etkilenen gençleri motive eden şey tam da bu sorunlar olabilir. Daha iyi bir gelecek inşa etmek için istek ve yaşadıkları mahalle, bölge, ülke için güzel şeyler yapabileceklerini görmemiz ve söz sahibi olduklarını hatırlamamız ve hatırlatmamız gerekir. Özellikle marjinalleştirilen birey ve grupların deneyiminde, pek çok türde ayrımcılığın (ırkçılık, cinsiyetçilik ve sınıf ayrımcılığı) etkileri karmaşık ve artan oranda bir araya gelir ve kesişir. Bir toplumsal sorunun çözümü için çalışmak, kendi ve birlikte yaşadıkları insanların yaşamlarını etkileyen konuların çözümü için katkı koymak hayatlarını iyileştireceğinden yapıcı rol almayı tercih etmeleri rastlantı değil.

İkinci soruda da belirttiğimiz gibi BMGK 2250 ve Gençlik, Barış ve Güvenlik Gündemi, Türkiye’de yeterince bilinmemekte. Türkiye devleti, 75. Dönem Genel Kurul Başkanlığı’nı elinde bulundurmasına rağmen bu kararın ülkede uygulanmasına dair henüz ciddi bir girişimde bulunmadı. Türkiye’deki hemen hemen her beş kişiden birinin genç olduğu düşünüldüğünde bu kararın Türkiye’de uygulanmasının önemine dair neler demek istersiniz? Uygulama sürecinde sivil toplum seviyesinde ve devlet seviyesinde nasıl bir yol izlenebilir?

Özge ÖZOĞUL: Bu Türkiye’ye has bir durum değil, öncelikle bunu belirtmek isterim. Dünyanın her yerinden gençler bu kararla ilgili farkındalık kazandıkça kararın uygulamasının yaygınlaşması yönünde adımların atılacağına inanıyorum. Genç’ toplumun her kesiminden bireyi barındıran bir tanım. Kesinlikle homojen değil. Bu sebeple, alınan kararların kapsayıcı olması adına, toplumun her kesiminden gençlerin içinde yer alacağı gençlik danışma gruplarına ihtiyaç var. Hem sivil toplum hem devlet, konuyu haklar ve etkililik bağlamında ele alabilirler. Bunun için genç kadın ve erkeklerin, eşsiz deneyim ve uzmanlıkları sayesinde barış öznesi olarak tanımlanmaları gerekmektedir. Yasa yapıcılar yasa yaparken gençleri sembolik bir şekilde kullanmak yerine onlara aktif bir şekilde danışmalıdırlar. Temsil önemli olduğundan en çok ötekileştirilen gençler müzakere masasına davet edilmelidirler. Ancak, elbette anlamlı katılım yalnızca masada yer bulmaktan fazlasıdır. Gençlerin katılımının toplumlararası bölünmeleri azalttığı ve toplumsal bütünleşmeye katkı koyduğu göz önünde bulundurularak masa yeniden dizayn edilmelidir. Gençlerin ortak ve değişim öznesi olarak barış süreçlerine katılabilmeleri için, güç paylaşımının gerekliliğinin idrak edilmesi şart. Ayrıca gençlerin anlamlı katılımına olanak sağlamak için, gençlerin rol oynamalarını engelleyen güç yapılarının bilincinde olmak ve onları değiştirmek yanında özgüvenlerinin ve etki yaratma ve karar verme mekanizmalarına katkı koyma kapasitelerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Gençlerin diğer aktörlerle etkileşim içinde olması ve karar verme gücünü paylaşabilmeleri onların bilgi, yetki ve etkilerine bağlıdır. Her zaman altını çizdiğimiz gibi, sürecin başarılı olması için farklı paydaşların bir araya gelip çalışması da önemli bir stratejidir.

Biz, Türkiye Genç Barış İnşacıları İnisiyatifi olarak BMGK 2250’yi ve BMGK 1325’i ayrılmaz bir bütün olarak görüyoruz. Özellikle genç kadınlar, hem toplumsal cinsiyet hem de yaş temelli çeşitli etiketlenmelere maruz kalabiliyor. Akdeniz Kadın Arabulucular Ağı’nın bir üyesi olarak kadınların barış inşasındaki rolüne dair neler söylemek istersiniz? Genç kadın barış inşacılarının barış süreçlerinde daha aktif rol alabilmeleri için sosyal ve siyasi yapıda akut olarak değişmesi gerekenler neler? Genç kadın barış inşacılarını bu süreçlere aktif katılım sağlamaları için nasıl motive edebiliriz?

Özge ÖZOĞUL: “Gençlik, Barış ve Güvenlik” gündemi ile “Kadın, Barış ve Güvenlik” gündemi birbirine bağlı. Hem kadınlarla ilgili hem de gençlerle ilgili gündemler uluslararası toplumun daha bütünlükçü yaklaşımlar yoluyla çatışmayı önleme ve barışçıl ve kapsayıcı toplumları sürdürülebilir kılmanın gittikçe karmaşıklaşan zorluklarına cevap vermeyi hedeflemekte. Genç kadınlar hem “Kadın, Barış ve Güvenlik” hem de “Gençlik, Barış ve Güvenlik” gündeminin bir parçası ve buna rağmen ‘kadın ve genç’ kategorisi altında toplandıkları için dışlanma riskiyle karşılaşırlar. “Gençlik, Barış ve Güvenlik” gündemine toplumsal cinsiyet bakışı ve toplumsal cinsiyet sorunlarına gençlerin bakış açısı barış ve güvenlik çabalarını önemli ölçüde destekleyebilir.

Genç kadın barış inşacılarının barış süreçlerinde daha aktif ve anlamlı rol alabilmeleri için sosyal ve siyasi yapının bunu mümkün kılması gerekmektedir. Bu nelerin değişmesi anlamına geliyor? Genç kadınlara bir toplantıda kendi görüş, deneyim ve fikirleriyle katkı koymaları, seslerini yükseltebilmeleri, projelerin odak noktası ve hedeflerine ön çalışma aşamasından başlayarak onlara danışılması gibi öneriler sıralayabilirim. Bunlara ek olarak, gençlerin pozitif, eril şiddete dayanmayan rol ve kimlikleri destekleyen barış inşası çalışmalarına yatırım yapmak barışçıl ve kapsayıcı toplumlar yaratmak yolunda çok önemli bir adım. Genç kadın barış inşacılarının barış süreçlerine aktif katılım sağlamaları için toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmemiz oldukça önemli. Bunun için kadınların ve LGBTI+ bireylerin maruz kaldıkları şiddete dur demeli, karar alma mekanizmalarının bir parçası olmaları yönünde desteklenmeli ve güç ve kaynaklara erişimlerini sınırlayan mevcut eşitsizliklerin saptanması gerekmektedir.

Son olarak, Kıbrıs’ta Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği’nde çalışıyorsunuz. Derneğinizin ofisi Kuzey ve Güney arasındaki tampon bölgede yer alıyor. Sizler, Kıbrıs’taki olası barış üzerine neler söylemek istersiniz? İki bölgedeki gençler sürece nasıl yaklaşmakta? Gençlerin oynayabilecekleri rollere dair neler söylemek istersiniz? Dernek olarak bu sürece katkı yapmak için ne tür projeler yapmaktasınız?

Özge ÖZOĞUL: Az önce de belirttiğim gibi, ‘genç’ içinde yaş, cinsiyet, etnik kimlik, ırk, sosyal statü, eğitim, kültür, ideoloji gibi pek çok farklılığı barındırır. Sürdürülebilir barış için tüm bu farklılıkları bir araya getirecek, ortak bir gelecek için ortak bir paydada buluşmaya ihtiyacımız var. Gençler yaşadıkları ülkeyi ilgilendiren konularda doğrudan etkilendikleri gibi söz sahibidirler. Dernek olarak adada sürdürülebilir barış için eğitim yoluyla toplumlararası köprüler kurmayı amaçlıyoruz. Sürece katkı koymak için ön yargıları yıkmak ve eleştirel ve çoklu bakış açılarını geliştirmek amacıyla, gençler arasında temas, iletişim ve iş birliğini artırıcı eğitsel projeler yapmaktayız. Derneğimizle ilgili daha fazla bilgi için websitemizi ve sosyal medya sayfalarımızı ziyaret edebilirsiniz. Sayfanızda bana yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.